"DİYARBAKIR'DAKİ GERGİNLİK KARŞILIKLI UZLAŞMA TEMELİNDE SONA ERDİRİLMELİ"

on 01 Nisan 2006

Değerli Basın Temsilcileri
Bizler, ülkemizin bir bölgesinde son birkaç gündür yaşanan olaylardan ve sonuçlardan duyduğumuz kaygı ve üzüntüyle bir araya geldik.
Olayların 21 Mart günü milyonlarca insanın katılımıyla kutlanan barışçıl Newroz’un hemen ardından yaşanmasının rastlantı olmadığını düşünüyoruz. Sorunun şiddet veaskeri önlemlerle çözülemeyeceğinin anlaşılmış olması gerekirken, kimyasal silahların kullanıldığına dair ciddi belirtiler ve Diyarbakır’da silahsız göstericilere karşı ateş açılarak ölümlere neden olunması, bu gerçeğin hala anlaşılmamış olduğunu gözler önüne sermiştir.
Değerli arkadaşlarSorunun çözümsüzlüğünün doğurduğu sonuçlardan yakınmak yerine, demokrasiye ve hukuka bağlılık temel alınmalıdır. Son yaşanılanlar ulusal ve uluslarararası kamuoyunca çok iyi bilinmektedir ki, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözüme ulaşmamasının bir sonucudur.
Bu nedenle, Başbakanca adı konulan sorunun çözümüne yönelik ve de şu anda sürmekte olan şiddetin, bölgede yayılmasını önleyebilmek için, Kürtlerin siyasi temsilcileriyle derhal bir diyaloga girilmelidir. Böyle bir diyalogun olmasına ve bu yolla şiddetin önlenmesine 6 Mart günü Demokratik Toplum Partisince yayınlanan yol haritası güçlü bir zemin oluşturmuştur.
Değerli arkadaşlar;
Demokratik kamuoyu ve siyasi partilerin duyarlılığı bugün için büyük önem taşımaktadır.
Medya yatıştırıcı ve yol gösterici olmalıdır.
Uluslararası kamuoyu, uluslararası ve bölgesel kuruluşlar ilgisini ve dikkatini Türkiye’ye çevirmelidir.
Uluslararası antlaşmalarla yasaklanmış olan kitle imha silahlarının kullanılmasına karşı kamuoyu uyanık olmalıdır.
Diyarbakır’da göstericilerin ateşli silah kullanmamasına karşın, polisin hedef gözeterek silah kullanması ve üç göstericinin yaşamını yitirmiş ve yüzlerce göstericinin yaralanmış olması, üzerinde asıl durulması gereken husustur.
Bizler, şiddet ve çatışmanın son bulmasını diliyoruz.
Bizler demokratik kamuoyunun, siyasi partilerin ve demokratik örgütlerin temsilcileri olarak; halkın özlem ve beklentilerinin sözü ve vicdanı olarak Diyarbakır’daki gerginliğin, karşılıklı uzlaşma temelinde sona erdirilmesi için elden geleni yapmaya hazırız.
Uluslararası İnsan Hakları Dernekleri Fed. Başkan Yardımcısı Akın Birdal, Yazar Vedat Türkali, Mihri Belli, Sevim Belli, Oktay Konyar, Demokratik Toplum Partisi, Emek Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, Barış ve Demokratik Çözüm Grubu, Sinema Emekçileri Sendikası Genel Başkanı Yusuf Çetin, Eğitim Sen İstanbul 8 Nolu Şube, Eğitim Sen İstanbul 3 Nolu Şube, Eğitim Sen İstanbul 4 Nolu Şube, Eğitim Sen İstanbul 2 Nolu Şube, DİSK yönetim Kurulu Üyesi Celal Ova, Tüm-Bel-Sen İstanbul 1, 3, 5 Nolu Şubeleri, Eğitim Sen Genel Sekreteri Emirali Şimşek, Tüm-Bel Sen İstanbul 7 Nolu Şube Hukuk Sekreteri Erkan Deniz, Eğitim Sen 7 Nolu Şube Sekreteri Gıyasettin Karahan, Eğitim Sen İstanbul 7 Nolu Eğitim Sekreteri Orhan Dağ, BES İstanbul 3 Nolu Şube Sekreteri Fatma Kurt, KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Daşdemir, KESK Mali Sekreteri Dilek Adsan, Mezopotamya Kültür Merkezi, YAKAY – DER, SODAP, Sanatçı Ferhat Tunç, Yazar Cezmi Ersöz, Yazar Erdoğan Aydın,Yönetmen Hüseyin Karabey, Sanatçı Metin Kahraman, Fotoğraf Sanatçısı Özcan Yurdalan, Yazar Ömer Ağın, Yazar Naci Sumeli, Yazar Necmiye Alpay

One Comment

Veysel Aratlioglu dedi ki...

FAŞİZM öyle vurarak-kırarak kahredilmez, ancak davet edilir. Faşizmi kahretmenin en temiz yolu tüketim malı ithalatını arttırmaktır. Okullarda Marksizm-Leninizm-hatta-Maoizm dersleri okutulsa ve faşizmin nasıl kahrtedileceği öğretilse idi, böyle müessif şeyler de hiç olmazdı.

Saygılarımla,
Veysel Aratlıoğlu

Powered By Blogger
Blogger tarafından desteklenmektedir.