Archive for 2005/04

24 nisan

80'lerin başlarında Fatsa Ortaokulu'nda cuma akşamı İstiklâl Marşı hazırlıkları...
Öğrencilerden biri sıranın kendisine gelmiş olmasından dolayı son derece mutlu bir şekilde, marş okunurken taşınacak olan bayrağı göbeğine dikiyor, müzik öğretmeni kollarını kaldırıp tam başlayacakken İstiklal Marşı'nı okutmaya, bir ses, "durun!" diye bağırıyor. Bu, okulun müdür yardımcısı ve aynı zamanda benim de ağabeyim olan HüseyinBilmemNe'dir .
"Türk bayrağını taşımak bir Ermeni'ye mi kaldı" diye bağrıyor sevgili ağabeyim. Bunun üzerine hemen bayrak Daniel'in elinden alınıyor, Daniel ağlayarak sıraya geri dönüyor.

  • kıyımla ilgili Ermeni Diasporası tarafından hazırlanmış bir site
  • Can Dündar'ın yazısı
  • "Benim kanaatim su: dahil oldugumuz veya edildigimiz kollektif gurubu unutmadan, Türk ve Ermeni bilim adamlari, dahil oldugumuz (istemesek de edildigimiz) "Türk ve Ermeni ulusu" ile aramiza mesafe koymayi basararak ("biz"den uzaklarak) analiz yaptikça sorunlari asma konusunda yardimci olabiliriz." Taner Akçam'ın yazısı
  • Mete Tuncay yazıyor
  • Ahmet altan: Milliyetçilik
  • bu arada bir ikinci lig maçında polisle vatandaş arasında kavga çıkıyor. İstiklâl Marşı yüzünden. Okuyunuz ve görünüz küçük adamın marifetlerini. Sen misin İstiklâl Marşı okunurken eline koluna sahip çıkamayan...

Bu işyeri gezilerinden birinde

şöyle bi şey oldu: 27 Nisan'daki eylemle ilgili bir şeyler konuşuyorduk. sonra 1 mayıs'a değindik. derken öğretmenlerden biri kalkıp vatan gaspediliyor siz ne diyonuz diye bağırmaya başlamaz mı efendim? bayrak mayrak olayıyla ilgili bi şeyle söyleyip mekanı hızla terketti sonra. allaam: o an kalkabilseydim yerimden tutabilseydim o an yakasından o lavuğun, geçirseydim kafayı suratının tam ortasına...

bu arada

ulan hep 0 sıfır yorum durumu. bir allahın kulu okumaz mı şunu bi güzel ve sonra yazmaz mı yazılan şeyler hakkında bir kaç kelime? muhtemelen benden başka okuyucusu yok bu sayfanın... kendi kendime idim ve başka bir şey yok idi...
bu arada şu 'diiper and faster kardeşlime gerçekten hasta oldum bunu da burada belirtmeden geçemiycem: kardeşimi kendine yakın hisseden bir şahısım ben. du bakiim bu gün nereleri dolaşmış kardeşim...
(Nerden bulur bu adam bunları?) .....:gel de kul köle olasın gelmesin şu kardeşime yaw.... şu kardeşime de.... adamlar harikalar yaratıyorlar.... internet ortamı bu adamlar sayesinde beyni gıdıklayan bi şeye şey olmuyor mu? (oluyor)
karina bednorz'un fotoğraf sitesi... harika şeyler var lan burada... du bakiiim... sumo....peter funch...

işyeri ziyaretleri

27 Nisan'daki 'vizite eylemi' ne istinaden işyeri ziyaretlerine giriştik. halkımız son derece konuya karşı alakasız bir noktada gününü gün etmekteydi. bunun üzerine biz de onlara bilinç götürmek için çırpınıp durduk fakat umursandığımız pek söylenemezdi.
evet...

şurada 20 YY'nin en kritik anlarına dair bir fotoğraf arşivi var. (Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nün sitesi bu)

Colin Thomas adlı bir şahsın fotoşoplamaları:

Bitti Nihayet

Biz de bittik ama: Sendikanın bülteninden bahsediyorum. Bu arada 'kahraman' biraz önce disketleri aldı matbaaya götürdü. (Saat 02:05). Bu adam sabahtan beri bu arada başka bir sendika işi için koşuşturup duruyor ve şimdi de onun için matbaa süreci başlayacak. 4'ü falan bulur herhalde evine dönmesi... Böyle bi şey...
Önünde saygıyla eğilmeden edemiyorum.

kahrol kahrol da bi türlü kahrolmuyor bu şerefsizler

Tirabizon'da bir linç girişimi daha, aydınlardan ırkçı tırmanış uyarısı , 'Linçe Davet' -güzel insan Yıldırım Türker'in yazısı... bu arada Tirabizon'un (ulan niye Tirabizon diyo yazıyosam ben şimdi bunu) Vali'si TAYAD'lıları sorumlu tutmuş olaydan ötürü iyi mi? Türköne: Ülkeyi bölerse Kürtler değil Türkçüler böler

gitti ankara geldi ama sonra bu buraya...

gitti Ankara sonra geldi tekrar buraya ve burada her şey kaldığı yerden aynen devam eden bir şey idi ve Murat Belge'nin yazısı yazısı yazısı Ermeni Sorunu'yla ilgili ve Trabizon'da olanlar ve bu Murat Çelikkan'ın yazısı ve bu arada bu Tirabizon denilen şehirde bir olay daha olmuş, ulan delirecem ve Saruhan Oluç'un yazısı bu konuyla ilgili olarak ve bu arada 'Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar'ın ilk sayısında "Ayın Karanlık Yüzü" diye bir makale var. Bu makalede Cemil Koçak, Tek-parti döneminde gayrimüslim azınlıklar hakkında açılan Türklüğü tahkir davalkarına değiniyor, fakat bu mevzua yarın devam edeyim zira bir editör benden bir şey bekliyor ki ayıp olmasın şimdi yazayım ben şimdi istediği bu şeyi, yazıyı...

her şey boş

son derece bir şişkolaşan. yazılması hikaye gereken lakin bunun için gerekli cesareti ve enerjisi olmayan ki bir de ayrıca nerede sevgili gelmedi hâlâ yok ortalıklarda ve bineanaleyh başka bir sürü iş ve ama boş iş belki de çoğu, evet buna karşın bahar denilen bu faydalı eser de gelmemiş mi buralara: hele diloy diloy!!!

  • gerçekten de güneşin altında yeni bir şey yok... bu böyle yani...
  • Toplumun hafızasına üstüne kaplanmış milliyetçilik zırhı, milletle devleti özdeş gören ama milleti daima devletin bir aracı sayan kurucu ideoloji bu oluşumun en önemli etkenleri. Her sabah varlığını Türk varlığına emanet edeceğine dair yemin içtirilen bir çocukluktan geçerek yetişiyor Türkiye'de insanlar. Devleti dokunulmaz, erişilmez kılan bu yaklaşım, toplumsal zihindeki varlığını canlı tutmak için milliyetçiliği popülist söylemle, yaklaşımla özdeşleştiriyor. Onu sürekli bir endoktrinasyonun öznesi yapıyor. Zaman zaman, şimdi olduğu gibi, iş büsbütün azar. İnsanlar sokaklara dökülür, kilometrelerce uzunlukta bayraklar taşınır. daha fazlası:
  • ( Mecnun Leyla'ya:) 'Firkatin bana kafidir, vuslata takatım yok' (Ayrılığın bana yetiyor, kavuşmaya takatım yok) der...
  • mınakoyim ... mına
  • google maps... ve mevzuya dair bir haber

defterlerden birinde bulundu bunlar yazılmış öylesine sonra bırakılmış gidilmiş

    • emotionalisme:heyecansalcılık hipokrit:ikiyüzlü
    • yaşam o kadar ürkünç ki ona dayanmak ancak ona aldırmamakla mümkün olur! bu da ancak sanat dünyasında yaşayarak gerçekleşir. (flaubert)
    • gerçeğin sadece bozulmuş biçimine sahip olduğumuz duygusu ve düşüncemizin öznel biçimleri içinde hapis edildiğimiz duygusu, ilk kez Mademe Bovary'de sanatsal ifadesini bulmuştur.
    • bovarizm:sürekli başka insanların yerinde olmayı isteyen, başka bir deyişle, kendilerini oldukları gibi değil, olmayı istedikleri gibi gören zavallıların yakalandıkları ruh hastalığı...
    • hepimiz meçhul kişiler olarak ölüyoruz. (Balzac!)
    • siyaset=>toplumsal düzenleri ayakta tutmak veya yıkmak için başvurulan güç yöntemleri ideoloji=> bu yöntemleri anlamlandırma alanında ifade edilme biçimleri. ideoloji üzerinde çalışmalar anlamın (veya imlemin) tahakküm ilişkilerini sürdürmeye hizmet ettiği durumlar üzerinde çalışmalar yapmaktır. ideoloji dil'le değil söylem'le ilgili bir meseledir. ideoloji, belli insan özneleri arasında , dil'in belirli etkiler yaratmak amacıyla fiilen nasıl kullanıldığıyla ilgili bir şeydir
    • her köyde "anavatan için ölenlerin anısına" dikilmiş bir tepeden bakan ve yerlerine kaçakların anıtlarını dikmek istiyoruz. Kaçakların anısına dikilen anıtlar aynı zamanda savaşta ölenleri de temsil edecektir; çünkü onların hepsi savaşa lanet okuyarak ve kaçanların mutluluğunu kıskanarak öldüler. Direniş hareketleri kaçaklardan doğdu. (Anti-faşist partizan, Venedik, 1943)
    • bir diğerini ezen her ulus, kendi zincirlerini yapmak için demir döğer
    • procrustean:yunan mitolojisindeki, efsanevî dev Procrustes, misafirlerinin boylarını yatağa uydurmak için çekip uzatır ya da kısaltırdı.
    • zulmün kal'ası var, /hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır. (tevfikFİKRET)

Bush Yargılansın!

Küresel-BAK, ABD Başkanı Bush'un savaş suçlusu olarak yargılanması için "ABD hesap ver, Bush yargılansın" başlıklı bir kampanya başlatıyor. Kampanya, 23 Haziran'da İstanbul'da olacak Irak Dünya Mahkemesi'ne de destek olmayı amaçlıyor.

Gotlip, sen ne büyüksün!


bi ara Fransız Kültür'ün kütüphanesine dadanmıştım. sabah gider, akşama kadar kütüphanenenin çizgi-roman kitaplarını karıştırırdım. işte GOTLIB'le ilk kez orada karşılaştım. görmeyle beni kendisine hayran bırakan bu adamın hatta daha sonra albümlerinden birini çalmıştım bile oradan.
evet...


Powered By Blogger
Blogger tarafından desteklenmektedir.